~~~~ Tüm diziler burada (LOST, Heroes, 24, vb)~~~~

22 Eylül 2007 Cumartesi

Vesikalık

Bizim Temele 12 adet vesikalık fotoğraf lazım olmuş.Dursundan rica etmiş.
-Senin fotoğraf makinen vardı vesikalık çekermisin demiş.


Dursun,
-Benim fotoğraf makinem var ama vesikalık çekmez boydan çeker ancak.
Düşünmüşler taşınmışlar en sonunda Temelin aklına parlak bir fikir gelmiş.
-En iyisi kumsala gideyim omuzlarıma kadar kuma gömüleyim ve sen benim fotoğrafımı çek. O zaman vesikalık olur demiş
Dursun,
-Tamam o zaman ben makineyi getireyim. demiş ve Dursun evine, Temel de kumsala gitmiş.
Dursun kumsala gelmiş ki ne görsün. Temel 12 tane çukur kazmış.
Dursun kendinden emin bir şekilde,
- Ula salak Temel 12 adet çukur kazmana ne gerek vardı, ben 12 tane makine getirmiştim......Saygılar

Vatan

Bir yüzbaşı acemi bir askere sormuş:
-Vatan nedir?

asker başlamış kem küm anlatmaya..
Yüzbaşı bıkıp deget demiş... Sonra daha çavuşa dönüp sormuş:
-Vatan nedir?
-Vatan bizim anamızdır...
Aferin deyip acemi askere dönmüş:
-Şimdi söyle bakalım.Vatan nedir?
Asker:
-Vatan çavuşun anasıymış komutanım...:)

Tek ben miyim?

Manevra varmış. Mehmet elde tüfek yerde yatıyormuş. Komutan gelip sormuş:
-Düşman önden gelirse ne yaparsın? Mehmet cevaplamış. Şu yandan, bu yandan, arkadan gelirse diye; tekrar tekrar sormuş komutan. Mehmet bunları da cevaplamış. Komutan en sonunda:
- Ya düşman tepeden gelirse? deyince;
- Bu memleketin tek askeri ben miyim komutanım?

Aşağı Attım

Bir general, komşu ülkeden gelen konuk generale hem hava atmak, hem de erlerinin kendisine ve vatanına bağlılıklarını göstermek için, üç erini ve karılarını yanına çağırır. Erlere birer kurusıkı tabanca verir. Onları yan odaya alır ve karılarını öldürmelerini ister. Konuk generale şimdi bakınız erlerimiz nasıl itaatkar ve vatansever, der. Erler teker teker içeri girerler. Birinci er karısından özür dileyip tüm şarjörü boşaltır. Tabii karısı ölmez, kurşunlar kurusıkıdır. İkincide de aynı şey olur. Genaralin gözleri yaşarmıştır. En son giren erin ardından, iki general kurşun seslerini dinlerken, dan dan dan dan dan dan... şangırrrr, diye bir ses duyarlar. İşini bitirip çıkan ere merakla sorarlar, neydi o şangırrr sesi? diye. Er yanıtlar:
- Komutanım bana kurusıkı kurşun vermişsiniz, karım ölmeyince bende tuttum camdan aşağı attım

Zurna Gibi

Üç kovboy Teksas ta bir barda masaya oturmus, kafayi çekiyorlar... Bir sarhos girmis içeri.
Parmagi ile ortadakini isaret etmis, Senin anan demis,Teksas in en çilgin seks manyagidir...
Masanin etrafi bir anda bosalmis ama ortadaki adam duymazdan gelmis, içkisine devam etmis. Sarhos çikmis gitmis ancak on dakika sonra geri gelmis. Gene ayni masanin basinda dikilmis ve,Senin o fahise anani az önce becerdim, harikaydi demis. Etraf masalar gene bir anda bosalmis fakat bizim kovboy gene kilini kipirdatmadan içmeye devam etmis. Sarhos çikmis gitmis. On dakika sonra gene gelmis.Senin anan var ya,senin anan diye baslarken, kovboy nihayet lafini kesmis.. Eve git de yat,gene zurna gibi içmissin, baba!

KARA TREN

Bir gün 6 avcı avlanmak için ormana gitmişler.Küçük bir delik görmüşler.Liderleri

demişki"bu tavşan deliği"sonra beklemişler ve görmüşlerki içinden tavşan çıkmış.Tavşanı vurmuşlar kürkünü almışlar.Sonra ondan biraz daha büyük bi delik görmüşler.Liderleri demişki"bu tilki deliği"sonra gerçektende bir tilki çıkmış.Onu da öldürmüşler kürkünü almışlar.Sonra ondan da büyük bir delik görmüşler.Liderleri:"bu ayı ini"demiş.Sonra da gerçekten bie ayı çıkmış.Onuda vurmuşlar kürkünü almışlar.Sonra ondan da büyük bir delik görmüşler.Avcılardan biri:"peki bu ne deliği"demiş.Lideri demişki:"bu sefer hiç bi fikrim yok".Ertesi sabah gazete de bir kaza haberi verilmiş:6 avcı trenin altında kalarak can verdi.

Ressam

İlkokul 5. sınıfta resim dersinde öğretmen
-"çocuklar konu serbest, hayvan resimleri çizin bakayım" dedi.

10 dakika sonra küçük Ahmet el kaldırdı. Öğretmen yanına geldi. Resim kağıdının üzerinde bir sinek duruyordu. Çocuğun bu sinekten şikayetçi olduğunu zanneden Öğretmen eliyle sineği kovaladı ama hayvan hiç hareket etmedi. Biraz daha dikkatli bakınca da sineğin gerçek olmadığını fark etti. Bu bir sinek resmiydi. Öğretmen şaşkınlıkla sordu;
-Sen mi yaptın oğlum bu resmi?
-Evet öğretmenim.
-Peki bir de at resmi yap bakayım.

Küçük Ahmet öyle bir at resmi çizdi ki, at, sanki kağıttan fırlayıp çıkacak. O kadar canlı. Şaşıran öğretmen:
-Yavrum beni hemen babana götür. Sen müthiş bir yeteneksin. Burada harcanmaman gerekir. Derhal güzel sanatlara transfer olman lazım. Babanla konuşmalıyım, dedi.
Son dersten sonra Ahmet le beraber yola koyuldular. Dar bir patikadan bir gecekonduya geldiler. İçerde, yatakta, dizlerini karnına çekmiş, üzerinde yorganı bir adam yatıyordu. öğretmen konuşmaya başladı;
-Geçmiş olsun efendim.
-Teşekkürler.
-Ben oğlunuzun...
-Allah kahretsin oğlumu.
-Aman böyle söylemeyin, yaptığı resimler...
-Onun yaptığı resimler yerin dibine batsın.
-Ama beyefendi böyle yetenekli bir çocuğun...
-Yeteneğine başlatmayın şimdi.
-Peki ne oldu, niçin böyle kızgınsınız oğlunuza?
-Neden olacak, dün gece eve biraz çakırkeyif geldim. Bu eşşoğlu sobanın üzerine çıplak kadın resmi çizmiş...